Son birkaç on yılda artan enerji talebi, küresel fosil enerji fiyatları ve iklim değişikliğinin olumsuz etkileri, daha çevreci ve sürdürülebilir yeşil enerji kaynaklarının kullanımını zorunlu kılmaktadır. Giderek artan enerji gereksinimini karşılamak ve dışa bağımlılığı azaltmak için ülkemizde temiz, ucuz ve çevre dostu, kaynağı doğada bulunan sürdürülebilir ve daha güvenli alternatif enerji kaynaklarının (güneş, rüzgar, biyokütle, hidrojen, dalga, hidrolik ve jeotermal) araştırılması ve üretimi teşvik edilmiştir. Jeotermal enerji, zengin jeotermal potansiyeli nedeniyle Türkiye’de baskın bir rol oynamıştır. Dolayısıyla, gerek teknolojik gelişmelere bağlı olarak gerekse uygulanan teşvik mekanizmalarının etkisiyle de enerji üretimine yönelik arama ve yatırımlara hız verilmiş, yeni santral ve işletmeler devreye sokularak jeotermal santrallerin kurulu gücü, buna bağlı olarak da enerji üretimi artmış, jeotermal enerjinin çok amaçlı kullanımı (elektrik üretimi, konut ısıtma, seracılık, termal ve sağlık turizmi gibi) potansiyel oluşturan alanlarda yaygınlaşmıştır. Benzer gelişme doğal mineralli sularda da görülmektedir.
Bahse konu olumlu gelişmelere paralel olarak jeotermal enerji kaynakları ve doğal mineralli sularla ilgili gerek uygulamada, gerekse idari ve teknik işleyişte önemli sıkıntılar da yaşanmaktadır. Bu olgudan hareketle, jeotermal enerji kaynakları ve doğal mineralli sular konusundaki arama-araştırmaları ve bu konuda gelişmekte olan teknolojik bilgileri paylaşmak, sektörde yaşanan sorunlara yönelik çözüm önerileri getirmek ve yeni tartışmalar açmak amacıyla TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından “Uluslararası Katılımlı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Sempozyumu” düzenlenecektir. Sempozyum, 17-19 Mart 2022 tarihinde ‘Çevrimiçi’ olarak gerçekleştirilecektir.